Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında başlayan Gezi Parkı olaylarında gençlerimizin asıl mesajı ‘ Doğaya Sevgi ‘ yerdi. Yalnız iktidarın antidemokratik baskıları sonucunda Gezi Parkı’ndaki halk bu baskıya susmayıp hükümete ve dünyaya doğaya sevgiden daha büyük bir mesaj vermişti. Türk, milliyetçi ve inancına bağlı yeni nesil, Türk bayrağı etrafında birleşip siyasi görüş, mezhep, etnik köken, futbol takımı fanatikliği ayırt etmeden omuz omuza İstiklal Marşımızı okuyarak bu ülkede kendilerinin de söz sahibi olduğunu ve artık vaat edilen demokrasinin Türkiye Cumhuriyeti’nde fiilen uygulanması gerektiğini ‘’ hükümet istifa’’ sloganıyla anlattılar. Gezi Parkı olaylarının sonucunda 7 vatandaşımız hayatını kaybetti ve birçok gencimiz biber gazı ve TOMA’lardan sıkılan suların mağduru oldu.
Biz, Türk milletinin tepkisi olan Gezi parkı protestolarının hiç kuşku yok ki tam bağımsız Türkiye diyenlerin hareketi olduğunu biliyoruz. Yalnız AKP iktidarı Gezi olaylarından günümüze kadar bizim anlattığımız hareketin aksini iddia edip oradaki birlikteliğin dış güçler destekli olduğunu, camide içki içildiğini, oraya katılanların dinsiz olduğunu ve birçok iftirayı dilinden düşürmeyerek orada yapılan haksızlığı kendilerince önlemeye çalışsa da iktidarın bütün iddiaları asılsız çıktı.
Son olarak 16 Şubat’ta Taksim’de tekrar yürüyüş gerçekleştiren halk, Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın ailesini de yanına alıp, tüm fanatik takım taraftarları omuz omuza, tekrar Türkiye’de adalet, hükümet istifa ve Okyanus ötesi cemaate tepki sloganlarıyla yürüdü ve tepkisini tekrar dile getirdi.
Ben bir Türk vatandaşı olarak hükümete sesleniyorum; 2013 yılında başlayan Gezi protestolarında sizin yanınızda olan Okyanus Ötesi cemaat sizi dertlerinizle seçmenlerinizle baş başa bıraktı. Nasıl olsa davul sizin boynunuzda. Çal çalabildiğin kadar. Yalnız şunu asla unutmayın ki halkımızın tepkisi devam ediyor. Pazar günü Kadıköy ve Taksimde yapılan yürüyüşlerde gösterilen tepkilerin adresi de AKP ve cemaatti. Halk bu iki ortağı geçmişte beraber işledikleri cürümlerden dolayı birbirinden ayırmıyor. Sonuç olarak siz hükümet olarak başta BOP olmak üzere her alanda yağlayıp ballayan ama yanıltan cemaate değil de acı konuşan ama dosdoğru gerçekleri ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e kulak verseydiniz eminim bu sıkıntıları hiç kimse yaşamayacaktı.
Ne diyelim dost acı söyler veya kılavuzu karga olanın…
Furkan Talay