Herkese vatandaşlık maaşı diyen Prof. Dr. Haydar Başa yıllarca, dinlemeden, okumadan, anlamadan, Nereden bulacak? itirazı yapanların bugün geldiği nokta: Tamam, doğru söylüyor, kaynak var amma bunu Haydar Başa yaptırmazlar!
Soruyoruz:
Kim yaptırmaz?
Amerika yaptırmaz!
Kardeşim sen Türkiyeyi Arizona, Montana gibi, Teksas gibi ABDnin bir eyaleti, kendini de Coni gibi bir ABD vatandaşı olarak mı görüyorsun?
Ne münasebet Hasan Bey!
Çünkü Yaptırmayan Amerika değil, Sensin de ondan. Hem oy vermiyor, hem suçu Amerikaya atıyorsun. Haydar Başın önündeki engel Amerikadan önce sensin. Hele sen aradan bir çekil, kendi engelini kaldır, bakalım ABD yaptıracak mı, yaptırmayacak mı?
Şimdi ben sana soruyorum:
ABD Türkiyeye Türk milletinin istediğini yaptırıyor mu?
Hayır!
O zaman, bırak da, en kötü ir ihtimalle bir kere de Haydar Başlı Türkiyeye istediğini yaptırmasın!Siz de bu fırsatı değerlendirin, Haydar Başın yapamazsam malım mülküm sizin olsun diye verdiği noter tasdikli senetleri tahsile verin.
***
Tabi Haydar Başla mevcut siyasetçileri aynı kefeye koymak Hak ve Hakikate zulümdür. Evet, hepsi bir partinin genel başkanlarıdır amma, Haydar Başın bir farklılığı vardır.
Tam burada ilkokul üçüncü sınıfta yaşadığım bir hadise aklıma geldi. Allahın lütuftu olsa gerek, Anadolunun en garip illerinden birinde köyden şehre inmiş bir çocuk olmama rağmen o şehirde bir saatliğine de olsa yaşanan bir ilkin içinde, kıyısında, köşesinde mutlaka bulunmak gibi bir kaderim oldu.
1963 yılı olsa gerek. İlimize İsmail Dümbüllü gelmiş. Günlerden pazar. Saat 10-11 civarı. Ben de gazete dağıtan arkadaşıma yardım etmek için dışarı çıkmışım, otelin önünden geçiyorum.
Birkaç kişinin önünde zayıf, uzunca bir adam, tuhaf kıyafetli, yürüyor. Ona yöneldim, göz göze geldik.
Bana sordu:
Adın ne?
Hasan Demir!
Ânında ikinci bir soru geldi:
Bir kilo demir mi ağırdır bir kilo pamuk mu?
Ânında cevap verdim:
Bir kilo demir ağırdır!
Herkes güldü.
Bozulmuştum.
İyi dedim, başınıza demir düşsün!
Rahmetlinin çok hoşuna gitmişti. Yanındakilere bir şeyler söyledi. Hırçın bir çocuk olduğum ve Dümbüllü kim bilmediğim için de hızla oradan uzaklaştım.
***
Ben hep bir kilo demirin bir kilo pamuktan ağır olduğuna inandım.
Bana yıllarca ikisi de bir kilo dediler, ancak fizik okuyunca öğrendim, demir özgül ağırlık bakımından pamuk gibi değildi.
Yani, demirin pamuk yanında farklı bir ağırlığı vardı. Herkes bir partinin genel başkanı olabilir ve Haydar Baş Hocamız da partilerden bir parti BTPnin Genel Başkanıdır.
Amma onun diğerlerinden farkı özgül ağırlığıdır. Yalnız Türkiyedeki değil bir siyasi parti lideri olarak Haydar Baş Hocamızın özgül ağırlığı dünyadaki bütün siyasi parti liderlerinin özgül ağırlığından birkaç yüz misli fazladır.
O ağırlık yüzyıllardır dünyaya kan kusturan Kapitalizm ve Komünizm ile onların arkasındaki bütün siyasi kadroları, o kadroları ayakta tutan askerinden parasına kadar bütün maddî güçleri bir kuş tüyü gibi tarihin çöplüğüne savurmuştur.
Onun için muarızları Prof. Dr. Haydar Başın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projeleri için artık Yapılamaz diyemiyor, Yaptırmazlar mazeretine sığınıyorlar.
Ey yaptırmazlar diyen kardeş!
Yaptırmayan sensin.
Kendine kötülük ediyorsun.
Yaptırmazlar sözünde samimi isen bile sen yine de oyunu Haydar Başa ver. Onun aldığı her oy diğer partilerin ilgisini çekecek, Vatandaş BTPye niye bu kadar rağbet ediyor diye bakacaklar.
İktidarda iseler icraatlarına muhalefette iseler parti programlarına Haydar Başın modelinden yarım yamalak da olsa nîmet ve hikmet aktaracaklar. Yani Haydar Baş iktidar olmasa da, sen yine Haydar Baş sayesinde kazançlı çıkacaksın.
Amma şunu iyi bil,
Haydar Baş, yapar!
Çünkü onu bu noktaya senin yaptırmaz dediklerin değil Allah (c.c.) getirdi.
Oy verdim seçildiler diye mevcutları kendi iktidarın zannetme.
Kendileri, Biz BOP Eş Başkanıyız diyorken senin hâlâ, Benim hükümetim, benim iktidarım demen ne ifade eder?
ABD memurları ile Haydar Baş'ı karıştırma
Hasan Demir / Yeni Mesaj / 30 Nisan 2013