Biz bu ödemeyi şöyle yapacağız, demişti:
1- Türk devleti de, aynen diğer Avrupa ülkelerinde ve ABDde de olduğu gibi, milletin mahsulü karşılığında, Gayri Safi Milli Hasılası karşılığında parasını basacak, çiftçisine verecek!
Haydar Hoca, bu işin kitabını yazdı, dünyaya ilan etti
80 civarında devlet, bu modeli uyguluyor.
Prof. Dr. Baş, ben fındığa 10 TL vereceğim demişti. Fındık toplama günlerinden 6 ay önce mahsulün yarısının bedelini avans olarak ödeyeceğim. Diğer yarısını da ürün teslimatında vereceğim; böylece çiftçinin mahsulünün bedelinin tamamını peşin ödeyeceğim, demişti.
Tüm tarım ürünlerinde bunu yapacağım, demişti.
Bugün piyasadaki darlık, tüketim darlığıdır; tüketici kesim aradan çıkmıştır; ekonomi çökmüştür. Halbuki Prof. Dr. Başın tüketim eksenli analiziyle ortaya koydu model çok açık ve bilimsel
Cebine para giren çiftçi, pazara koşacak, müşteri olacak, daha çok alışveriş yapacak. Böylece hem piyasa canlanacak, iş artacak, hem de artan iş sebebiyle devlet daha çok kazanacak!
2- Ayrıca, fındık işleme ve çikolata sanayi kuracağım. Çikolata yapacağım, fındık ezmesi yapacağım. Tarım sanayinde vatandaşa iş imkânı oluşturacağım.
O zaman 10 TLye aldığım fındık, çikolata olarak 70 TL olacak. Bunun 10 TLsini üreticiye vereceğim; hem devlet kâr edecek, hem de millet zengin olacak, demişti.
Vatandaş hem fındıktan kazanacak, hem de çalıştığı fabrikadan
Haydar Hoca, AKP hükümeti ve diğer IMFciler fındığa para veremezler, bunlar, fındığı kökten söktürecekler, tarımı bitirecekler, demişti
Nitekim öyle oldu.
Sadece fındığa değil, hiçbir çiftçiye para veremezler, demişti.
Olan bu değil mi?!
Bunun birkaç sebebi var:
1- AKP hükümeti, de önceki koalisyon gibi, AB ve IMFye tarım nüfusunu 25 milyondan 15 milyona çekmeyi taahhüd etti. Bu sebeple fındığa para veremez; hükümet, vatandaşın, fındığını sökmesini istiyor. Öyle söz vermiş AB ve IMFye
2- Hükümetin, fındık parasını, ecnebiden faizli borç alarak ödemekten başka yolu yok
Yabancı güçler daha çok taviz kopartmak için borç bile vermeyince; üretici açıkta kalıyor. Taşıma su ile de değirmen dönmez.
3- Çiftçinin ürününe yabancının faizli kredisini vermek, çiftçinin emek ve ürününü, fındığını, çayını, yabancının karşılıksız parasına karşılık yapmak demektir. Ecnebi, karşılıksız kağıdını boyuyor, kredi diye bize veriyor, böylece bizim fındığımıza karşılık kağıdını para yapıyor; bize de bu kağıdı faiziyle satıyor.
Türkiye ise, 20-25 yıldan beri, kendi Gayri Safi Milli Hasılası karşılığında kendi parasını basmıyor. Böylece hem borca batıyor, hem de milletin tüm emek ve üretimi ecnebiye transfer ediliyor.
Ülkemizde, vatan topraklarından en kârlı işletmelere kadar her şey satıldı, satılıyor; ama borç hala azalmıyor, bilakis artıyor. Bu IMF ve AB bağımlısı, ekonomiyi bilmeyen anlayış yüzünden!
Haydar Hocanın modelini 80ne yakın devlet uyguluyor. Bilim adamları baş tacı yapıyor. Bizimkiler ise borca faize batarak devleti ve milleti batırıyor!
Hepsi birbirinin aynı; al birini vur ötekine
AKPye hükümet olma yetkisini verenler de batıyor, vermeyenler de batıyor; hep beraber batıyoruz. O halde el birlik çalışmamız ve bunlardan kurtulmamız şart!
Yine kulak asmaz isek, o zaman sadece fındığımızı, paramızı değil; her şeyimizi kaybedeceğiz!