O bir Bayan,
Üç çocuklu yoksul bir bayan.
0, 28 yaşlarında var veya yok. Liseyi bitirmiş, ana okullarında öğretmenlik yapmış ve daha sonra toplumdan soyutlanarak kendisini kaderin cilvesine bırakmış. Aylar evvel onu Hürriyet Gazetesi Güzin abla köşesinde yazı konusu yaptığımda, sağ olsun onun desteği ve çağrısıyla biraz sofrasına sıcaklık geldi. Ama o sıcaklık şimdi yerini soğuklara terk etti. Yanmayan bir soba ve 600 lira maaşlı bir ailenin dramı.
300 Tl. ev kirası ve geriye kalanlarla geçinme telaşı. Buna imkan olmadığını son ziyaretlerimde gördüm ve üzüntüleri yaşadım. Elimden ancak ve ancak böyle kelimelerle ifade zarureti doğduğu için lütfen bağışlayınız beni.
Duygu sömürüsü asla ve asla bu yaşa kadar yapmadım ve bundan sonrada yapmamak için kararlıyım. Ama geliniz ve görün, çünkü üç çocuk ve azılı soğukların vurduğu bir İstanbul ayazında, 24 saatlerini yorgan altında çocuklarıyla geçiren bir aile?
Evet. üç çocuk ,birde anne. 28 yaşlarında ve henüz hayatının baharında.
Bir buçuk yaşında İLGİ?
Üç bucuk yaşında İLKER
Ve Dokuz yaşında Orhan?
Evet, Orhan?ı bu ders yılında ancak üçüncü sınıfa gitmesi gerekirken, birinci sınıfa yazdıra bildik. Birinci karne sonunda hayretle karşılanan tebrikleri getirdiğinde şaşırdık ve kaldık. Nasıl oluyorsa bu. Kalem ve deftersiz bir çocuk elinde tebrik kartlarıyla geliyor ve kuru bez parçası üzerinde çalışmaya başlıyor. Başarı ve başarı dolu bir gösteri sergiliyor.
Pendik Duyuru gazetesi konuyu ele aldı. Sağ olsun Pendik Belediyesi makarna ve pirinç yardımı ile biraz zorlukları yenmeye çalıştı. Ama yoksulluk acı bilançolar halinde seyir ediyor...
Evet toplumda kanayan bir yara gibi aramızda yaşayan bu güzel insanlara ve dilenmez dilenci konumunda ki aileye yardım elimizi uzatmamız gerekiyor. İlk fırsatta mutlaka başlarını sokacak bir ev temini veya kirasının ödenmesi, okula giden çocuğa burs verilmesi ve okul masraflarının üstlenilmesi. Bu konuda okuyucularıma bu yazımı bir heyecan fırtınası içinde gönderirken, inanıyorum ki, yapacağınız yardımlar, yardımların en güzeli olacak ve öğle makarna, şeker, pirinç yardımı değil de ,hakiki yuvayı saran yardım olması kararlaştırılmalıdır.
Bilmiyorum, sevgili ve saygın okuyucularımdan çok şey mi istedim. Mümkün olsa da bunların yaşadığı ortamı tek tek görseniz, o zaman sıcak odanızda ki minder ve yastıkların size battığını göreceksiniz.
Gül yüzlü ve hayata hep gülümseyen bir anne ve annenin etrafında yoksulluğa pirim veren üç zavallı, bir bardak süte hasret yavru. Mutlaka bu konuda kendinizi yoklayınız ve çok sevgili okurlarım arasında güzel ve duyarlı insanlar vardır. Bu aileyi ele alınız ve kazancınız göreceksiniz katlanacaktır.
Ben hayatım boyunca yoksul çevreleri çok gördüm, fakat böylesi seviyelerde üç çocuklu bir ailenin dramını yaşadığımda doğrusu hayatımdan ürktüm ve ne yapabilirim diye düşündüğümde bu yazıyı kaleme alarak sevenlerime hitap etmek mecburiyetinde kaldım.
O halde not alınız ve İLKNUR KARADERİ anneye ciddi yardım paketlerinizi ulaştırınız?HELE DEVLETİMİN SAYGIN POLİTİKACILARI VE Devletim sıcak kurumlarını seferber eder bu aileyi gözetim altına alırsa, işte o zaman demokrasinin ışıkları bir başka güzellikte yansır..
Nejat TAŞKIN