Bugün ben sunumumda size, annelerden; "Cennet anaların ayakları altındadır." müjdesine mazhar olmuş kadınlardan, bahsedeceğim.
Bir milletin bekası güçlü devlet, güçlü ordu ve de sağlam aile yapısı üzerine bina edilir. Sağlam bir aile yapısı olmadan milletlerin ayakta kalamayacağı bilinen bir gerçektir. Atalarımızın "yuvayı dişi kuş yapar" derken de ifade ettikleri gibi; aile kurumunun temelinde anne vardır.
Türkiye İstatistik Kurumu 2012 verilerine göre; Türkiye nüfusunun yüzde 49,8'ini kadınlar oluşturuyor. İstihdam edilen kadın, nüfus oranı yüzde 26,3 'tür. Yani kadınların büyük bir çoğunluğu ev hanımıdır.
Ev hanımlarının çilesi toplumun her kesimi tarafından bilinen bir gerçektir. Evinin, işinin, çoluk çocuğunun, kocasının hizmetini görür. O, her dönemde ve her zaman ailenin ve toplumun en büyük yükünü çeker. Bu güne kadar kadının bu çilesine çare bulan bir lider, bir siyasi parti ortaya çıkmamıştır. Ta ki; Prof. Dr. Haydar Baş Beye kadar.
Yıllardır; ülkemiz dâhil, tüm dünya, ekonomik sorunlarla boğuşmaktadır. Bırakın çözümü, Ekonomistler, daha bu sorunun adını bile koyamamışlardır. Sadece Prof. Dr. Haydar Baş Bey, olan bitenleri yıllar öncesinden öngörmüştü. İnsanlığın liberalizm, kapitalizm ve globalizm ile kıyamete (yok olmaya) doğru sürüklendiğine dikkat çekmişti. Evet, bu krizin; tüketicinin gücünün bitirilmesi sonucu ortaya çıkan bir kriz olduğunu ifade ederek; kapitalist sistemin, çökmekte olduğunu tüm dünyaya çok öncesinden deklare etmişti.
2012 Türk-İş verilerine göre ülkemizde nüfusun %63,3 'ü yoksulluk sınırının altında bir gelire sahiptir.
Günümüz ekonomisinde, hükümetler vatandaşları yoksulluktan kurtarma adına; Sosyal devlet kavramının, topluma yansıması olarak vatandaşa kömür dağıtmayı, gıda, yiyecek dağıtmayı anlarlar.
Soruyorum size? Sosyal devletin gerçek açılımı yemek dağıtmak, kömür dağıtmak mıdır?
Şunu unutmayalım ki; insanlar kölelerine, hayvanlarına, dilencilere ekmek verir ve yedirir. Özgür insanlar, ise bireysel ve toplu haklara sahiptir. Kimsenin elinden ekmek yemezler. Bu hakları almak için, kimsenin elini öpmek veya verdiği ekmeği yiyerek, sevinçle kuyruk sallamak zorunda değillerdir. Sosyal politikanın; bir sömürü aracı değil, hükümetlerin inisiyatifine indirgenmeyen, temel hak ve özgürlük alanı olması gerekir.
Şu anki uygulamalar, “toplumu dilenci konumuna getirme kültürünü” yaymaktan ve modern sömürgecilikten başka bir şey değildir.
Sayın Baş, yalnız sorunu tespit etmekle kalmamış; çözümü de ortaya koymuştur. Tüm insanlığa sunduğu Milli Ekonomi Modeli ile bu sorunları ortadan kaldırmıştır. Böylece Sosyal Devletin gerçek açılımı, ortaya konulmuştur.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, yıllarca, kadının sömürüldüğü, istismar edildiği bir dünyada, geliştirdiği "ev hanımı maaşı" projesiyle; kadınlara hak ettiği değeri vermiştir.
Kendi maaşını alacak olan kadın, hayata daha büyük umutlarla sarılacaktır.
Milli Ekonomi Modelinin uygulanması ile;
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dediği gibi; hep birlikte:
“Elveda fakirlik, uğurlar olsun yoksulluk; hoş geldin zenginlik” diyeceğiz.
Bu da Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında gerçekleşecektir.
Sizlerin de şahit olduğu gibi, toplumda çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. İşini ve aşını kaybeden, insanlık onuruna yakışmayacak derecede bir yaşama layık görülen insanlar, sosyal patlama noktasına gelmiştir. Gezi Parkı eylemlerinde, boş tencere ve tava çalınmasının ön plana çıkması; birilerinin ifade ettiği gibi, sorunun 3–5 ağaç olmadığını, toplumun işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, boğulma noktasına geldiğini göstermektedir. Toplumumuzun sorunu iştir, aştır.
Çare çok uzakta değil. Hemen yanı başımızda, Prof. Dr. Haydar Baş’tadır. Yaşadığımız sorunlardan kurtulmak, daha mutlu bir hayat sürmek istiyorsak, Bağımsız Türkiye Partisini iktidara, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızı Başbakanlığa taşımak zorundayız.
Milli Ekonomi Modelinden, kadınlarla ilgili birkaç uygulama sıralamak istersek:
* Her Türk vatandaşına 1.000 tl "vatandaşlık maaşı"
* Ev hanımlarına 500 tl ev hanımı maaşı
* Her doğan çocuk için, ailesine 15.000 tl çocuk parası.
* Her doğan çocuk için 250 tl çocuk maaşı
Unutmayalım ki; 27 Şubat 2013 'de Duma Meclisi 'ne davet ederek, kendisini baş tacı ettiğini tüm dünyaya ilan eden Rusya ve Milli Ekonomi Modelini uygulamaya başlayan diğer ülkeler gibi Türkiye'nin de Haydar Baş Beye ihtiyacı vardır.
Son sözü; Kapitalizmin şu an merkezi diyebileceğimiz ABD’ den, Illionis Üniversitesi’nden Prof. Dr. Muhammed Al Faruque,’ye verelim:
Faruque, MEM kongresinde yaptığı konuşmada;
Sizler çok şanslı insanlarsınız. Çünkü sizin aranızda bir dâhi var. Öyle bir dâhi ki sadece Türkiye’ye değil bütün insanlığa sahip çıkıyor”
Evet, bizler çok şanslıyız. Çünkü
Prof. Dr. Haydar Baş'la beraberiz.