KİLİSİN MEVCUT DURUMU .
Bu gün bir dünya kenti olan Venedik ve Kudüs gibi basında zaman, zaman bu konuda aday şehirliği gündeme gelen Mardin ile dünya çapında olmasa da en azından kendi kültürümüzün bir parçası olarak Muğla ve Safranbolu evleri, Ankara Beypazarı ve Bursa Cumalıkızık Köyü örneklerinde olduğu gibi kendine özgün şehircilik anlayışı ve taş yapısı ile KİLİS, neden bu ayrıcalıklı konumda yerini almasın .
Ancak, bu şansın bu gün tamamen kaybedildiğini, şehrin, iklim ve bölge faktörleri ile toplumun yaşam tarzı içerisinde şekillenen mimari yapısının tükenmekte olduğunu görüyoruz.
Örnek olarak :
1. Yeşil alanların tahrip edilmesi, meydanların betonlaştırılması, parke yolların asfaltla kaplanması park, lokal, cami, tarihi eser ve civarlarının tahribatı, tabii doku ve mevcut yapıya aykırı çok katlı ve bitişik binalar yapılması.
2. Karataş karşı köşesinde bulunan Neşet Efendi Hanının ve şimdiki PTT bitişiğinde Adalet pasajı ile karşısında bulunan ve daha önce Jandarma tarafından kullanılan (Ayşecik Parkı bitişiğinde) hanın ve çevresinin beton yığınlarına dönüştürülmesi.
3. Meydana kimlik kazandıran Canbolat Paşa (Tekye) Camii ve Mevlevihane ile mimari yapısı, şehrin iklimine, dokusuna uyumu ve taş yapısı ile Eski Hükûmet Binasına rağmen bitişiğinde Oğuzhanların (Mülkiyet bilgisi Sn.Abdi BERKden alınmıştır) evinin yerinde yapılan binanın trafik akışı, görünüm ve işlevlik açısından meydana çözümsüzlük getirmesi. Belediye binası dahil yapılan binaların Mevlevihane ile aynı hizada yapılmaması, meydanın dokusuna ve mimari özelliğine uyumsuzluk getirmesi, Sebze Hali ve Ömer Ağa Hanının yerine yapılan binaların meydanı betonlaştırması .
4. Dünya tıp tarihinde örnek uygulama ve bir rehabilitasyon merkezi olarak tanımlanan (Sn Abdullah BAYTAZdan alınan bilgiye göre) görme özürlülerin cemiyete kazandırıldığı Hasırcılar (Körler) çarşısı ile aynı bölgede bulunan ve şehir merkezinde bir bütünlük arzeden Köşkerler, Demirciler, Pıcakçılar ve Sabancılar (nacar bazarı) Çarşısı, Havlu ve Kasaplar Bedesteninin yıkılması, Ancak, zaman içerisinde işlevliğini kaybeden zanaatları ve zorunluluktan yıkılan binaları aynı mantık içerisinde değerlendiremeyiz.)
5. Kalaycılar Kervansarayı ile Hasırcıda bulunan Medresenin kaderine terk edilerek harabeye dönüşmesi, şimdiki pazaryerinde bulunan bedestenin (160 dükkân olduğu ifade edilir.) yıkılması, Ve bugün mevcut olmayan bedestene kervansaray olarak hizmet veren hanın yıkılarak konut alanına dönüştürülmesi, bu gibi uygulamaların trafik, hava kirliliği ve alt yapı sorunu gibi sorunlara neden olması.
6. Yıkılan bedestenin yerinde yapılan ve Kiliste günlük yaşamın bir parçası haline gelen şimdiki sabah pazarının mevcut yapısının korunamaması, şehrin ihtiyacına yönelik bir alana dönüştürülmediği gibi mevcut durumu ile sorun haline gelmesi.
7. ŞorhabilResulosmandağı arası alanın, şehre hava akımını sağlayan Kalleş Tepesinin plânsız ve sağlıksız yapılaşması ve yapılaşmanın tarım arazilerine kayması.
8. Şimdiki sebze hali ile eski polis evi arasında bulunan Elektrik Santralı ve bahçesinin, Zeytinyağı Fab.nın ve askeri birlik çevresinin iklim ve diğer koşullar göz önüne alınmadan bitişik nizam ve sık aralıklarla bloklar halinde betonlaştırılması. Beşevlerin sağlıksız ve kimliksiz bir yapıya dönüştürülmesi.
9. Kiliste halk kültürü ve daha önce günlük yaşamın bir parçası olan çeşmelerin yıkılması Salihağa Kurdağa ve Ayınönü çeşmelerinin onarım adı altında betonlaştırılması.
10. İklim ve benzeri koşullar nedeni ile yöreye ait bir yapı tarzı olarak çok az kentte görülen altı yol üzeri ev olan Kabların yok edilmesi.
11. Kilise ve Havra yıkımlarının kültürler arası ilişkilerin ve ticari bağların kopmasına neden olması.
12. Şehrin mevcut alt yapısının yeni yapılaşmalara müsait olmamasına rağmen şehir içi çarpık ve aşırı yapılaşmanın sel taşkınlarına, trafik sorunlarına ve hava kirliliğine neden olması
13. KSSnin, şehrin gelişim alanında, tarım arazisi üzerinde kurulması gibi örnekleri sayabiliriz.
Ancak, şehirlerimizi sadece bir suçlama mantığı içerisinde yasaklarla veya olayları seyrine bırakarak koruyamayız, şartlar da göz önüne alınmalıdır.
Tarihi dokusu ve mimari özelliği olan şehirlerin mevcut şartlar içerisinde korunamaması tüm ülkenin sorunu olup konu sadece yerel yönetimlerle değil kanunlar, hükümet desteği, üniversiteler, devletin ilgili kurumları, sivil toplum kuruluşları ve halkın işbirliği içerisinde çözülebilir.
Yeter ki yapılan yanlışlar, rant ve siyasi çıkarlarla, yetersizlikler sonucu olmasın.
Hizmetlerin imkânsızlıklar sonucu verilemeyişi ile tarihi doku ve değerlerimizin ranta ve oya yönelik olarak yok edilmesini, sağlıksız ve çarpık yapılaşmayı aynı mantık içerisinde göremeyiz.
Önemli olan halkın sağlıklı huzur ortamı içerisinde yaşamını sürdürebilmesidir.
Aksi halde gelecek bizleri ve sorumluları iyi bir şekilde hatırlamayacaktır.
*
Hedef ve programlar, Kilisin bir sınır kenti ve ihracat kapısı olması hususları da göz önüne alınarak yapılmalıdır.
Bu hedefler, sınır ticareti, turizm ve uygun yatırımlar sonucu halkın yaşam seviyesinin gelişmesi ile başarıya ulaşabilir.
Ancak, turizmde, konaklama tesislerinin olmayışı mevcut imkânların da değerlendirilememesine neden olmaktadır.
Yatırımlar ise pazar imkânları ile uygun yatırım alanlarının tespiti, yol, su, elektrik, haberleşme, arıtma ve diğer alt yapı hizmetlerinin tamamlanması, ilgili kanun, yönetmelik, teşvik ve finansman imkânlarının uygunluğu ve bu imkânları değerlendirebilecek yetişmiş ve yatırımcı ruha sahip insan alt yapısına bağlıdır.
Tüm bunlar, birbirine bağlı olarak gelişebilecek unsurlardır.
Hedef ve sonuca varılabilmesi, bu güç ve imkânların sağlanabilmesine, doğru hedeflenmesine ve gerçekleştirilmesine bağlıdır.
Kilis, yetişmiş insan gücü ile bu birikime sahiptir.
Ancak, tüm bu güç ve birikimlerimize rağmen 1970 li yıllardan başlayarak tahrip edilen tarihin ve sağlıklı kent dokusunun tekrar kazanılmasının artık mümkün olamayacağını görmekteyiz.
Yeni yapılaşma alanlarında da durum çok farklı değil.
Şehrin kendine özgü mimari dokusunu ve taş evlerin büyük bir kısmını kaybettikten sonra çok katlı ve sık yapılaşmalarla askeri birlik bitişiğini, düzensiz ve sık yapılaşmalarla Kapalı Spor Salonu arası Beşevleri, Şorahbil-Resulosman Dağı arası alanı, Cami ve çevresi ile resmi yapılar ve sosyal konutların bulunduğu alanlar hariç Kilis için hâkim rüzgâr ve sağlık açısından hayati önemi olan Kalleş Tepesinin önemli bir bölümünü kaybettik, kalan yerleri kazanalım .
*
Tüm olumsuzluklara rağmen, hemşehrilerimiz tarafından yaptırılan Fen-Edebiyat ve Muallim Rıfat Eğitim Fakülteleri ile Sağlık Yüksek Okulu, meslek yüksek okulu ve diğer okul yapımlarını OSBni, yeni Devlet Hastanesini, Kilis-Gaziantep Karayolu genişletme çalışmalarını ve 12.10.2000 tarihli Resmi Gazetede çevre düzenlemesi ile ilgili alınan kararları bizlere ümit veren güzel gelişmeler olarak görüyoruz .
M. VAKIF GÜCER
İNŞAAT MÜHENDİSİ