Eşsiz güzelliklere sahip olan bu şehrimizde görülmeye değer bir çok tarihi mekan mevcuttur. Van, tabiî güzelliği açısından da birçok mekâna nasip olmayan avantajlara sahiptir. Gölü, dağları, güzelim suları, ovaları, yaylaları, kışın soğuğuyla yazın sıcağıyla rahatsız etmeyen mutedil havası, birkaç bin yıllık tarihin mirası olan eserleri ile Van, şairlere gerçekten iham kaynağı olma niteliğindedir.
Manevi kimliğinin yanı sıra milli kimliğiyle de öne çıkan serhat şehrimizde maalesef milli kimliği bozma adına her şey yapılmıştır. 2 milyon 600 bin YTL harcıyarak, Akdamar Ermeni manastırının açılışı yapmaya hazırlanan AKP ,Van halkını derinden derine üzmekte ve yaralamaktadır.Resmi kayıtlara göre Ermeni vatandaşlarımızın bulunmadığı bu bölgeye neden bu kadar çok para harcandığı doğrusu merak konusudur.
Yıllar önce birlik ve beraberlik içerisinde yaşadığımız Ermenileri bize karşı kışkırtmada fitne yuvası olan bu manastırın açılmasının altında, şüphesiz ki farklı sebepler yatmaktadır.Bir yandan İstanbul da Fener Rum patrikhanesinin açılması, ekümenik sıfatı gibi işlerle uğraşan siyasi irade Van şehrimizde de bu nifak tohumlarını yeniden yeşertecek faaliyetleri desteklemekteki niyeti nedir acaba?.
Emekli öğretmen Kerim TUNCERin Van için yazmış olduğu mısralarda Türk vatanı olarak nitelendirdiği bu bölge, neden PKK ve Ermenilerin çalışma sahası olarak belirlenmiştir.
Ey Van şehri, senin bu harabelerin bile.
Bize cennet gibidir, her şeyden kıymetlidir.
Mahmur semalarında, çırpınan kuşlar ile Birlikte ruhumuzda sana selam yükselir.
Ey göl dedelerimin, sinende aksi var,
Ey göl senden şehitler, hiç bir haber sorar mı,
Onlara söyle ey göl, müsterih uyusunlar,
Yabancı gölgelerden, kurtuldu Türk vatanı.
Gönlü ve yüreğiyle tamamı Türk olan bu bölge halkının acılarını,dertlerini dinlemeden bu insanlar hakkında karar vermek çok yanlış olacaktır. 4 günlük çalışmalarımızda gördük ki, Van halkı devletinin yanındadır ama orada olması gereken siyasi irade başka işlerin peşinden koşmakta ve bu güzel misafir perver insanları kaderleriyle baş başa bırakmayı ve onları milli kimlikten koparacak çalışmaları yapacak olanların kucaklarına itmekte bir sakınca görmemektedir.
Bilinmesi gereken şu dur ki ;BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ bu bölge insanlarına bir bir ulaşmıştır milli ve manevi dokuyu güçlendirecek çalışmaları başlatmıştır.Gezdiğimiz tüm ilçelerde insanlar BTPnin lideri Prof. Dr.Haydar BAŞ beyi tanınmakta ve ilgi ile izlenmektedir.Projeleri kabul görmekte ve başarısı için Van halkı tarafından dua edilmektedir.İlahiyatçı bir arkadaşımız Allah Haydar Hocadan razı olsun bizler arasında ayrım yapmadan devleti ve Milleti için ortaya çıkıp durun bu sokaklar çıkmaz sokak diyerek bizi uyarmakta ve o güzel insan sayesinde umutlu bir bekleyiş içerisindeyiz diyerek bizlere dua etmektedir.Muradiye,Çaldıran ilçelerinde BTP bayrağı dalgalanmaktadır.Hatta İran sınırına kadar giderek yapmış olduğumuz çalışmaları insanlara duyurarak bir dağın tepesine BTP bayrağını diken bir köylü çok şükür bu millet yeniden bir FATİH SULTAN MEHMEDİ YETİŞTİRDİ. Allaha şükürler olsun diyerek sevincini göz yaşlarıyla belirtmiştir.Gevaş ilçesinde tanıştığımız İnşaat Malzemesi satan Rıdvan bey gönüllü olarak BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ bayrağını seve seve asarım müsaade ederseniz ilçe başkanı da ben olmak isterim diye içindeki coşkuyu çok güzel bir şekilde beyan etmiştir.Görülen odur ki,Türk milleti içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntıyı aşacak,milli birliği sağlayacak olarak gördüğü tek adres BTP ve tek liderde Prof.Dr.Haydar BAŞ beydir.
Van ilinde yapmış olduğumuz panele katılan yüzlerce insan rozet takabilmek için,sıraya girerken Bağımsız Türkiye Partisi Genel Baş. Yrd. Opr. Dr. A. Hamdi KEPEKÇİ Beyin Dini birliğimiz, Milli birliğimizdir, Milli Birliğimiz de dini birliğimizdir söylemini yüzlerce Vanlı ayakta alkışladı.Daha büyük konferanslar ve mitingler yapmak istediklerini söyleyerek çalışma sözü verdiler.Van da yeni tanışmış olduğumuz saygı değer YALÇIN hocamın ayrılırken hıçkıra hıçkıra ağlaması da bizi oldukça duygulandırmış ve dönüş yolunda ondaki sevgi ve muhabbetti daima içimizde hissetmişizdir.
Murat YEŞİLGÜL