Birleşmiş Milletler (BM), 17 Ekim tarihini "Yoksullukla Mücadele" günü ilan ederek, yoksulluğun olmadığı bir dünyayı 2030 hedefleri arasına almıştır. Kapitalist sistemin ve bir avuç sömürgecinin emrinde olan BM'nin yaptığı iş sadece gün ilan etmek. Dün de "Dünya Gıda Günü" idi… Dünyada yaklaşık 800 milyon insan açlık çekiyor. Taksit taksit dünya savaşı olurken, sulh ve barışı sağlamak amacıyla kurulan BM, amacının tam aksine çatışmaları körükleme yönünde süper güçler tarafından kullanılagelmekte. Yüz milyonlar açlıkla boğuşuyor. Oysa "ihtiyaçların sınırlı, kaynakların sınırsız olduğu" teziyle ekonomi dünyasını tersine çeviren lider Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli (MEM), dünya nüfusunun yarısına çare olmuş, BM'nin ancak düşlediği "yoksulluğun olmadığı bir dünya"yı gerçekleştirmiştir.
Kapitalizmin 40 yıllık küreselleşmeci neo liberal, piyasacı versiyonunun iflas ettiğine artık kimse karşı çıkamıyor. "IMF kontrollü bir kapitalizm" için seferberlik başlatıldığında da Haydar Baş Hocamızın uyarıları dikkate alınsaydı, daha işin başında bu formatın yine küresel güçlerin komutasında bir oyun olduğu anlaşılmış olurdu.
Evet! Her şey farklı olabilirdi… Geçmişten ders alma hasletine sahip toplumlar, "Böyle olmamalıydı"yı bir yakınma, hayıflanma olarak değil; gelecekte yapılmaması gerekenler, çıkarılmış dersler olarak anlar ve anlamakla kalmaz dönüştürmeye çalışırlar.
Böyle olmazsa… Filler tepişmesinde, çimler yani dünya nüfusunun ağırlıklı kısmını oluşturmalarına karşın dünya iş bölümünde pasif ve bağımlı durumda bulunan çevre ülkeler küresel güç merkezine bağımlılıkları nedeniyle inisiyatif geliştirmekten, bağımsız duruş sergilemekten mahrum kalırlar ve ekonomik krizin faturasını çok ağır ödemeye başlarlar.
Ekonominin "ekonomi" için değil, insan için olduğu gerçeğini ebedi ve ezeli unutanlar, insanca bir toplum ve düzene kin kusanlar… İşte vahşi kapitalizmin gerçek içyüzü.
La Boetie'nin 1550'lerde koyduğu tanı ilginç: "Halk kendini sevene karşı kuşkulu, kendisini aldatana karşı ise saftır. Ağızlarına çalınan iki parmak bal ile cezbedilen halklar kadar ne avcı düdüğüne kanıp tuzağa düşen saf bir kuş, ne de yem için oltaya takılan alık bir balık olabileceğini düşünün."
Hâlâ kapitalizm ne, diye soruyorsanız… Voltaire'in sisteme yönelik eleştirisinde dediği gibi, "Tüm yoksulları tüm zenginler hesabına çalıştırmanın sırrı."
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu
Yeni Mesaj Gazetesi