Bugün, mübarek babasının, kardeşlerinin, amca çocuklarının Kerbela'da katledilişine tanık olmuş; takati olmadığı halde defalarca savaş meydanına çıkma gayretine geçmesine bizzat Babası tarafından engel olunmuş; Peygamber Efendimizin üçüncü torunu, dördüncü Hak imam, İmam Hüseyin Efendimizin evladı, İmam Zeynelabidin Efendimizin bizlere yaptığı nasihatlerden bir kaçını aktaracağım.
İmam Zeynelabidin (a.s) namaz hakkında şöyle der:
"Namazın hakkına gelince o da, bu ibadetin, Allah'ın (c.c) davetine icabet etmek olduğunu, o esnada Allah'ın (c.c) huzurunda durduğunu bilmendir.
Bu bilince sahip olunca artık sana yaraşan sükûnet, baş eğiş, el, ayak sair organların saygı dolu duruşu, derin tevazu, o huzura yakışır güzel münacat, boynundan günahların gittikçe ağırlaşan boyunduruğundan ve seni helak etmek üzere olan ağır yükünden kurtarması için yakarışla, ümit ve korku, havf ve reca içerisinde zelil, aciz, muhtaç ve yalvaran biri olarak huzurunda divan durduğun Yüce Zat'ı tazim etmektir.
Bu konuda da başarı için güç ve kuvvet sadece Yüce Allah'tandır." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Zeynelabidin eseri, s.523)
Bir diğer rivayette ise şöyle anlatılır:
"Bir gün namaz kıldığında, ridası omzundan düştü. Namazı bitirene kadar onu düzeltmedi. Ashabından birisi bunun sebebini sorduğunda şöyle buyurdu;
"Yazıklar olsun sana! Kimin karşısında durduğumu biliyor musun? Kulun namazı, kalbiyle Allah'a (c.c) yöneldiği miktarca kabul olunur ancak."
Derken o adam, "biz helak olduk" dedi.
İmam buyurdular ki; Hayır, öyle değildir. Allah (c.c) nafile namazlarınızla onu tamamlıyor."
Raviler namaz esnasındaki hali ile ilgili olarak şöyle rivayet etmişlerdir:
"Namaza kalkmak istediği zaman rengi değişirdi. Azaları Allah (c.c) korkusundan titrerdi. Zelil bir kölenin, heybetli bir kralın huzurunda duruşu gibi dururdu namazda. Bundan sonra bir daha namaz kılamayacağını düşünen birinin kıldığı son veda namazı gibi namaz kılardı."
Oğullarından biri, ibadetten son derece bitkin kaldığı bir anda kendisine şöyle demişti;
"Babacığım bu alışkanlık (namazı kastederek) ne zamana kadar böyle sürecek?"
İmam (a.s) cevaben buyurdu ki; "Rabbimin katına varıncaya kadar." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Zeynelabidin eseri, s.110)
İmam Zeynelabidin (a.s) dua hakkında
şöyle der:
"Bir mü'min dua ettiğinde üç sonuçtan biri gerçekleşir; Ya kendisine ahirette azık olur veya bu dünyada kabul olur ya da ona ulaşacak bir belayı geri çevirir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Zeynelabidin eseri, s.143)
Duanın kabulüne engel haller hakkında ise İmam Hazretleri şöyle der;
"Duanın kabul olmamasına sebep olan günahlar şunlardır; kötü niyetli olmak. Batını bozuk olmak. Kardeşlerine ikiyüzlü davranmak. Duanın kabul olacağına inanmamak. Farz namazları vakitleri geçinceye dek geciktirmek. İyilik ve sadaka ile Allah'a (c.c) yaklaşmayı terk etmek ve konuşmada küfür ve sövmeye başvurmak." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Zeynelabidin eseri, s.147)
Rabbimden, bizleri sevip, seçtiği, tertemiz kıldığı bu insanların şefaatlerine ulaştırmasını diliyorum… (Âmin)
Osman Baş
Kaynak: Yeni Mesaj Gazetesi