"Niçin Türkiye?" sorusuna cevap verebilen herkes, niçin "Haydar Baş?" sorusunu çok kolay cevaplar.
Türk dünyasını dizayn etmek istiyorsanız, milyonlarca Türk'ün "ikinci vatan"ı olarak gördüğü Türkiye'yi halletmeniz gerekiyor! Müslüman dünyanın işini bitirmek istiyorsanız, yine Türkiye'nin işini bitimeniz gerekiyor!
İsrail'in güvenliğini sağlamak istiyorsanız ABD olarak, İsrail'in Müslüman dünya içinde korumak kollamak istiyorsanız, yine öldürücü darbeleri Türkiye'nin alması gerekir! Şekil A'da görüldüğü gibi...
Türkiye tehdit olmaktan çıkmalı, kendi derdine düşümüş bir ülke olmalı! İçinde kapanmalı ve asla dışıyla ilgilenecek fırsatı olmamalı!..
Bu nedenle de, Müslüman dünya, içinden birbirlerine düşürülmeli... Türkiye ve İran birbirine düşürülmeden, istenen bir Şii- Sünni çatışması sözkonusu olmaz.
Türkiye-İran çatışması başarılamadığı için, Suud-İran, Yemen illerinde savaştırılıyor. 1980'lerde İsrail'in benimsediği Yinon Planı da, Müslüman dünyanın kendi içinde çatışmalarını öngörür.
Irak, bu yüzden parçalandı. Afganistan, bu sebeple işgal edildi. Libya, Akdeniz açısından çok önemli olduğu için, mevcut hale getirildi, lideri hunharca katledildi.
Ve geldik Türkiye'ye;
Türkiye'nin hem kendi içinde, hem de komşularıyla çatışması planlandı. Bakın her şey nasıl da planlı yürüyor. Türkiye, Suriye yönetimi ile çatıştırıldı. Doğan boşlukta, PYD "devlet" oldu. ABD, PYD'yi silahlandırdı ve Türkiye'ye karşı "ittifak" ilan etti.
Velhasıl Türkiye kendi içinde ayrıştıkça ayrışıyor ve komşularıyla arasına yeni "devletçikler" yerleştiriliyor. Irak merkezi hükümetiyle iş tutmak lazım iken, Barzanilerle "megri" çekildi. Onun paçavrası Ankara'da dalgalandırıldı. Peşmergesine vatan toprağı çiğnetildi.
"İsrail'in sınırları neresi!" diye BM'de, elinde haritalarla gezenler, onca danışmana para ödemek yerine, 10 yıldır benim yazıları okusalardı, yükselen Büyük İsrail inşaatını görürlerdi.
Ekranlarda "Tevrat öldürme diyor!" hikayeleri okuyacaklarına, muharref Tevrat'ın içimize çizdiği "çizgileri" fark eder, İsrail oğullarının Fırat'tan Nil'e kan akıttıklarını görürlerdi.
"Esad Şii devrilmesi lazım!" diyen sarıklı cübbelilerin yüklendiği misyonu anlar ve onlara "Neden Yahudi Netenyahu devrilmeli!" demediklerinin, hesabını sorarlardı.
Neyse...
ABD öncülüğünde Müslüman dünyaya karşı haçlı savaşı veriliyor. Oğul Bush, "haçlı seferine çıkıyoruz!" diye boşuna söylememişti.
Ancak bu haçlı seferinin askerleri "Müslümanlardan" seçilmişti. İslam, İslam ile yok ediliyor; Müslüman, "Müslüman" ile...
Müslüman dünyanın işi bittikten sonra, sıra, Türk dünyasına gelecektir. Rusya ve Çin'i durdurmak için Türkler kullanılacak. Bunun altını çiziyorum: Türkiye'ye giydirilen "İslamcı" gömleği yerini, "Türkçü" gömleği alacak!
"İslamcı" gömleğiyle İslam'ı yok et, "Türkçü" gömleğiyle Türk'ü!
Batı, böyle bir plan ile Müslüman'ın ve Türk'ün üstüne gelirken; onlarla savaşırken, siz hangi İslam ile ve hangi Türklükle, buna karşı duracaksınız?
Siz, hangi Atatürk'le emperyalist akıma karşı koyacak, ulusal güvenliğinizi ve cumhuriyetinizi koruyacaksınız?
"Batıcı Atatürk!"le mi, yoksa Batı ile savaşan Atatürk'le mi?
Zamlar ve vergi yükleri altında kemikleri çatırdayan bu halka, kapitalizmle mi iş ve aş vereceksiniz!
Hangi İslam ile Alevi ve Sünni'yi birleştireceksniz?
Niçin "Haydar Baş", anladık mı...
"Eh-li Beyt İslam, Milli Ekonomi Modeli, Hoş Geldin Atatürk"... Türkiye'yi ve İslam dünyasını kurtaracak tezler, bunlar. Devletin adaletten başka bir dini olamaz. Ancak "din" üzerinden verilen bir savaşa karşı koyabilmemiz için, Türkiye liderinin "dinsiz" veya "dinci" olmaması gerekir.
Dindar ve yüzde yüz, Türk olması gerekir. Yoksa "dinlerarası diyalog" ile sizi yutarlar. Gülen Erdoğan'ı da kandırdı(!) Ecevit'i de, peki neden Haydar Baş'ı kandıramadı. Çünkü o dini bilen ve hakkıyla yaşayan bir insan da, ondan.
Artık bunları görelim!
"Bir insanın inancı kendine, bize ne!" diyemeyiz. Türkiye normal bir ülke olsa, liderinin hukuktan ayrılmaması yeterli olabilirdi. Düşman, inançlar üzerinde de saldırıyor.
Bakın, Dinlerarası Diyalog halen devam ediyor. Kiliseler açılmaya devam ediyor. Camilerde Hıristiyan ayinleri sürüyor. Selefi akımlar, insanımızı ve topraklarımız tehdit ediyor.
Yunus bizde, Hacıbektaş bizde, Ahmet Yesevi biz de ama Amerikan islam'ına karşı koyamıyoruz.
Neden çünkü bilmiyor ve yaşamıyoruz. Dini dincilerden, Atatürk'ü Atatürkçülerden, milliyetçiliği milliyetçilerden kurtarmak, bir beka meselesi oldu.
İstanbul sallanıyor deprem uzmanlarını dinliyoruz da, ülkemiz, coğrafyamız, sallanıyor Amerikan İslamlarıyla, neden Haydar Baş'a kulak vermiyoruz!
Baş Hoca: Dindar, fundemantalist değil; ulusalcı, mandacı değil; milliyetçi, sövenist değil... Dinde ölçüsü, "Kur'an ve Ehl-i Beyt", milliyetçilikte ölçüsü, Atatürk milliyetçiliğidir. Atatürk'ün milliyetçilik ölçüsü, olması gereken milliyetçilik ölçüsüdür.
Prof. Dr. Haydar Baş, Hünkar Hacıbektaş ile Atatürk misyonunu kendinde cem etmiş bir kurtuluş adresidir. Ülkemizi kurtarmasına, yardımcı olalım.
Yusuf Karaca