AKP Hükümeti iki yıllık tarım politikası köylüyü desteklememek yönünde yapılan politikalardır.Destek isteyen köylüyü de Başbakanından bakanına kadar her AKP liden azar işiten köylüler.Bütün bunlar güya dünya gerçekleri artık böyle diye de nutuk atılıyor.Biz bir dünya ülkesi olan ABD ye bakalım gerçekten AKP iktidarının ifade ettiği bir durum var mı ? Sayın Busch köylüsüne destek vermiyor mu ? Vermediği gibi de sayın Başbakan gibi meydan azarı çekiyor mu ? Ya da köylüsüne gözünü toprak doyursun diyor mu ?
Aksine ABD Başkanı ve yöneticileri bu fırçaları köylüsüne rakip olabilecek tarım ürünü üretme kapasitesine sahip ve kendilerine bağımlı ABD menfaatlerini dünya gerçeği diye halkına yutturan hükümetlere ve kukla yöneticilere atarlar.Bilindiği üzere ABD tarım politikalarını 1930 yılından bu yana periyodik olarak 5 yılda bir çıkardığı Tarım Kanunu ile uygular.Yani Amerikadaki bir çiftçi Tarım Kanunu çıktıktan sonra önündeki 5 yılda hangi ürüne ne kadar fiyat verileceğini , ne kadar destek veya ek destek alacağını bilir ve ona göre üretimine karar verir. ABD de doğrudan gelir desteği miktarını belirleyen ülkemizde olduğu gibi arazinin büyüklüğü belirlemiyor, belirleyici unsur üretim.ABD 2002-2007 yıllarını kapsayan Tarım Kanunda belirlediği Doğrudan Gelir Desteği miktarları ton başına mısırda 11 , soyada 16 ,buğdayda 20 ,çeltikte 52 ,pamukta 147 dolar olarak belirlenmiştir.Dikkat edilecek ikinci bir unsur doğrudan ödemelerin yarısı üreticilerin talebine bağlı olarak hasattan önceki yıl Aralık ayını takiben diğer yarısı hasat yılının ekim ayında yani hasattan hemen sonra ödeniyor.Doğrudan gelir dışında birde ürün fiyatlarındaki aşırı düşüşlerden dolayı ödenen ek ödeme.Bu ödeme ise ürün fiyatı kanunda belirtilen hedef fiyatın altına düşmesi halinde aradaki fark kadar üreticiye ek ödeme yapılıyor.Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere ABD de üretimden ve üreticiden yana bir sıkıntı yok.ABD için asıl sıkıntı üretilen bu ürünün dünyaya pazarlanması.Bu pazar nasıl bulunacak ve bu pazarın özellikleri neler olmalıdır.ABD nin ürününü rahat pazarlayabilmesi için arzın düşük olması gerekir yani dünya piyasasında ürün az olmalı ki istediği kadar istediği fiyattan satabilsin.Bütün bu gerçeklerden sonra, ülkemizde tarım niçin adeta yasaklanıyor her halde anlaşılmıştır.
ABD ;
1-Destekleme ile birlikte tarım kesiminde büyük bir istihdam oluşturuyor.
2-Bu istihdamı da sağlayan, ABD tarım ürünlerini ithal eden Türkiye ve benzeri ülkeler oluyor.
Kendine yeter miktarda hatta Prof Dr Haydar BAŞ Beyin ifadesi ile değil yetmiş milyon ,yediyüzmilyon insanın ihtiyacını karşılayacak kapasitede olan Türkiyenin tarım ürünü ithal etmesinin anlamı nedir ? Biz cevap verelim .
Ey ABD, ey AB benim toprağım var fakat iş gücüm yok çalışacak adam yok.Sadece 25-30 milyon civarında tarım kesiminde nüfusum var fazla değil, Sizin şu tarım kesimine ,köylünüze destek falan verin ben karşılarım bana tarım ürünleri üretsinler demektir.Bunları biri ülkemizde açıkca ifade etse o kişiye ne derler ? En hafif ifade ile aklından zoru var derler.Fakat maalesef şu andaki hükümetin tarım politikası budur.İşte yapılanlar.
Tahdit yasaları uygulamaları ile adeta toprağı işleme yasağı getiren hükümet, tarım kesimini adeta açlığa , sefalete ve yokluğa sürüklemiştir.Bu yaptıklarıyla da kalmayıp tarımından her türlü desteği çekip devlet bu işlerle uğraşmaz dünyada böyle bir şey kalmadı yalanı ile geçiştiriyor.Tarımda yukarıda saydığımız uygulamaları gerçekleştiren ABD yi dünya ülkesi saymıyorlar mı ? Sahi ABD hangi dünyanın ülkesi ? Yoksa soruyu ters mi sorduk.? Türkiyeyi yönetenler hangi dünyada yaşıyor diye mi sorsak ?
Abdulkadir KARAKOÇ